Sevgili Anne ve Babacığım,
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile
getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
Sürekli bir büyüme ve değişme
içerisindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum.
Beni tanımaya ve anlamaya çalışın!
Deneme ile öğrenirim. Bana ayak
uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta, uğraşlarımda özgürlük
tanıyın. Beni her yerde her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın
sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim
göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra
yaşından küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni
şımartın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi
biliyorum. Ancak siz verdikçe alamadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de
vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.
Bana kesin ve kararlı davranmaktan
çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve
yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne
yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de
bundan yararlanmadan edemiyorum.
Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan
etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz.
Bunları çabuk unuturum. Ancak, birbirinize saygı ve sevginizden azaldığını
görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek
sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır.
“Ben senin yaşındayken...” diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım.
Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi
başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni, korkutup sindirerek suçluluk
duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni kötü
çocukmuşum gibi yargılamayın.
Yanlış davranışımın üzerinde durup
düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı müddetçe cezama
katlanabilirim.
Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın
olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve öz olsun. Beni
yeteneklerimin üzerinde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri bekleyin.
Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabalayayım. Beni
başkaları ile karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
Benden yaşımın üzerinde olgunluk
beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana süre tanıyın.
Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce çok şaşırmayın. Beni köşeye
sıkıştırmayın; yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile
soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim ama beni
aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki, ben de
sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim.
Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca
açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine
beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi
görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın.
Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor,
belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdikleriniz yanında benden
istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler
size çok geldi ise birçoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak
seveceğinize olan inancım sarsılmasın.
Benden “Örnek Çocuk” olmamı
istemezseniz, ben de sizden kusursuz Ana-Baba olmanızı beklemem. Sevecen ve
anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde
değil de ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sevgiler
Çocuğunuz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder