Barbara süpermarket çalışanlarına hitap ettikten yaklaşık üç ay sonra
bir akşam üstü telefonu çaldı. Arayan kişi adının Johny olduğunu ve
marketlerden birinde kasada müşterilerin torbalarını doldurmalarına
yardım ettiğini söyledi. Ayrıca Down sendromu olduğunu belirtti ve
"Barbara, anlattıkların hoşuma gitti!" dedi. Johny, konuşma yaptığı
günün gecesi eve gittiğinde babasından kendisine bilgisayar kullanmayı
öğretmesini istemişti. Bilgisayarda, babasıyla birlikte üç sütunlu bir
tablo yaptılar. Şimdi her akşam eve gittiğinde bir "günün sözü" buluyor.
Bulamadığı zaman da bir tane "uyduruyor!" Sonra bu sözü bilgisayarda
yazıyor, bir kaç tane çıktı alıyor, onları kesiyor ve her birinin
arkasına ismini yazıyor. Ertesi gün müşterilerin torbalarını "zevkle"
doldururken, her birinin torbasına günün sözünden bir tane koyuyor ve
böylece yaptığı işe içten, eğlenceli ve yaratıcı bir biçimde imzasını
atıyor.
Bu konuşmadan bir ay sonra marketin müdürü arayarak:
"Barbara
bugün olanlara inanamayacaksın" dedi. Sabah markete gittiğimde Johny'nin
kasasının önündeki kuyruk diğerlerinin üç katıydı! Bağıra çağıra etrafa
emirler yağdırmaya başladım: 'Daha fazla kasa açın. İnsanları buradan
daha çabuk çıkarın!' Ama müşteriler 'Hayır. Biz Johny'nin kasasında
beklemek istiyoruz. Günün sözlerinden almak istiyoruz!' dediler. Müdürün
söylediğine göre bir kadın müşteri onun yanına kadar gelmiş ve "Eskiden
markete haftada bir gelirdim, ama şimdi buradan her geçişimde
uğruyorum, çünkü günün sözlerinden almak istiyorum" demişti. Son olarak
müdür bana "Marketteki en önemli kişi kim biliyor musun?" diye sordu.
Elbette Johny'di.
Aradan üç ay geçti ve marketin müdürü beni yeniden
aradı. "Sen ve Johny marketimizde büyük bir değişim yarattınız" dedi.
"Şimdi çiçek bölümündeki bütün sapı kırık çiçekleri ve kullanılmayan
yaka çiçeği buketlerini yaşı geçkin kadınların ya da küçük kızların
yakalarına iliştiriyorlar. Et paketleme bölümündeki bir elemanımız
Snoppy seviyormuş ve 50.000 tane Snoppy çıkartması getirmiş. Her et
paketinin üzerine bir çıkartma yapıştırıyor. Hem biz, hem de
müşterilerimiz çok eğleniyoruz .
BU YAZI AHMET ŞERİF İZGÖREN'İN "ŞU HORTUMLU DÜNYADA FİL YALNIZ BİR HAYVANDIR" ADLI KİTABINDAN ALINTIDIR.
İzgören, Ahmet Şerif (2011), Şu hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır, Elma Yayınevi, s. 50-51.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
EN ÇOK OKUNANLAR
-
İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim. Yapabileceğin tek şey sevilebilecek biri olmak. Gerisi onlara kalmış... İnsanlar...
-
Bir gün bir anne, yanına oğlunu alarak Gandhi’yi ziyarete gitmiş. Annenin amacı, dünyanın en büyük liderlerinden biri olan Gandhi’den y...
-
“Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyer...
-
*Cehalet, kibir, öfke, kıskançlık ve açgözlülük, kayıp bir ruhtan kaynaklanır. *Herhangi bir kişiden, bir topluluktan, bir çölden ya da b...
-
Bir filozof, "Hayat doğduğumuzda hepimize bir mermer bloğu verir. Bazılarımız ondan güzel bir heykel yaparız, bazılarımız ise hoyra...
-
Eşekli Kütüphaneci - Ahmet Şerif İzgören'den Yıl 1943. Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’n...
-
Önce evlendigimizde hayatin daha iyi olacagina inandiririz kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocugumuz dogduktan hatta ardindan bir tane...
-
Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış. "Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir" diye başlıyor. - "Ama sevgi nedi...
-
SEVMEK bir sanat mıdır? Eğer öyleyse bilgi ve çaba gerektirir. Yoksa sevgi rastlantıya bağlı olarak talihli kişilerin 'başına gel...
-
Profesör Üstün Dökmen, "Hayvan" dergisinde yayımlanan röportajında, "Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim ama ye...
1 yorum:
"Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse, Michelangelo'nun resim yaptığı, Bethooven'in beste yaptığı veya Shakspeare'in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes ,durup 'Burada işini çok iyi yapan büyük bir çöpçü yaşıyormuş' desin." Martin Luther King
Yorum Gönder