Bir devlet kuruluşunun yöneticisi hafta sonu iş yerine gittiğinde çay ocağında çalışan çocuğu bilgisayarın başında görür.
"Kolay gelsin Ahmet".
"Sağ olun Hocam."
"Bilgisayarla ilgili misin?"
"Çok seviyorum fırsat buldukça öğrenmeye çalışıyorum."
Genç yönetici,bilgi işlem sorumlusunun olmadığı bir gün kantinci
Ahmet'i çağırır, ona bir yazı verir ve bilgisayarda dizayn edip
getirmesini ister. Kısa sürede eline çok iyi bir çalışma gelir.Başka bir
gün daha zor bir iş aktarır, yine iyi bir sonuç alır.
Bir gün bilgi işlem sorumlusunun işten ayrılması gerekir.Yönetim
Kurulu Toplantısında, "Hocam bilgi işlem için eleman ilanı veriyoruz." der
bir görevli. "Hayır" der yönetici "Kafeterya için ilan verin". Herkes
güler, "Gülmeyin, Ahmet bu işi yapar." der yönetici ve Ahmet'i odasına
çağırıp düşündüklerini açıklar:
"Senden iki ay içinde hiçbir şey beklemiyorum,kursa
git,çalış,öğren.Uzak ufukta kalorifer dairesini boyayıp düzenleyeceğiz
ve kantin parasıyla oraya bilgisayarlar alacağız. Senden orada bir bilgi
işlem departmanı oluşturmanı ve kurumu internete geçirip orada bir dergi
çıkarmanı istiyorum. Bunu başarabilir misin?" der.
"Evet" cevabını alır. Gerçekten de bir yıl içinde proje
başarılır. Ahmet ,çok iyi bir bilgi işlem direktörü olur. Yönetici, devlet
kuruluşundan ayrıldıktan yıllar sonra bir gün Ahmet'le yolda
karşılaşır. Kartvizitini verir Ahmet, "XYZ Bilgi İşlem Şirketi Genel
Müdür" yazmaktadır. İkisi de birbirlerine bir şey söylemezler. Oysa
söyleyecekleri çok şeyler vardır.
Ahmet Şerif İZGÖREN'in "İş Yaşamında 100 Kanguru" adlı kitabından alıntıdır. (sf. 172-173)
Ahmet Şerif İZGÖREN'in "İş Yaşamında 100 Kanguru" adlı kitabından alıntıdır. (sf. 172-173)
2 yorum:
İstemek ve azmetmek başarmanın yarısıdır, geriye kalan kabiliyettir...
Bir başka yerde de, yeni bir bilgisayar bölümü mezunu, neden iş bulamadığını anlatmak için anlatır aynı hikâyeyi...
Yorum Gönder